Şarap ve Kötü Geceler<br />Onu ilk kez caz kulübünün loş bir köşesinde martinisini yudumlarken gördüm. Gözleri, delici bir maviydi, yanaklarında hafif bir kızarıklık belirmeden önce kısa bir süre benimkilerle buluştu. Kendimi tanıtmam gerektiğini biliyordum.<br /><br />“Merhaba,” dedim yanındaki bara yaslanarak. “Ben Jack. Buraya sık gelir misin?”<br /><br />Kıkırdadı, “Hayır, pek sayılmaz. Ben Eva, bu arada.”<br /><br />Gecenin geri kalanını konuşarak, gülerek ve flört ederek geçirdik. Zekiydi, espriliydi ve odayı aydınlatabilecek bir gülümsemesi vardı. Gecenin sonunda onu tekrar görmek istediğimi biliyordum.<br /><br />Birkaç gün sonra onu akşam yemeğine davet ettim. Birlikte yemek yaptık, birlikte güldük ve ne olduğunu anlamadan öpüşmeye başladık. Dudakları yumuşak ve sıcaktı, tadı ise sarhoş ediciydi. Doyamıyordum.<br /><br />Kanepeye geçtik, ellerimiz birbirimizin vücudunu keşfediyordu. Başparmağımla çenesinin çizgisini takip ettim ve nefesinin kesildiğini hissettim. “Çok güzelsin,” diye fısıldadım dudaklarını tekrar yakalamadan önce.<br /><br />Elleri tişörtümün altında yolunu buldu, parmakları karın kaslarımın çizgilerini takip etti. Ağzının içine doğru inledim, sikim çoktan sertleşmişti. Dudaklarıma gülümsedi, gözlerinde yaramaz bir parıltı vardı.<br /><br />“Hadi bunu yatak odasına taşıyalım,” diye önerdi, sesi arzudan boğuklaşmıştı. Onu isteyerek takip ettim, kalbim göğsümde çarpıyordu.<br /><br />Yatak odasında yüzünü bana döndü, elleri gömleğinin eteklerine gitti.

Leave a Reply